Müjde Işıl – Bu yazı, Anthony Quinn ile başlayacaktı aslında. Zira “Zorba” deyince ondan başkası gelmiyor akıllara. Ama Ankara Devlet Opera ve Balesi’nin sahnelediği “Zorba” balesini izledikten sonra her şey değişti. Çünkü üç kere bis yapan bir eser izledik sahnede. İnsan ömründe kaç kere birden fazla bis yapan, tüm salonun her biste avuçları patlarcasına tempo tuttuğu bir bale izleyebilir ki? İşte “Zorba” böyle unutulmaz bir deneyim yaşattı.
Geçmişi epeyce genç sayılabilecek “Zorba” balesinin kaynağı, Nikos Kazancakis’in 1946 tarihli “The Life and Times of Alexis Zorba” adlı romanı. 1964’te sinemaya da uyarlanıyor ve Zorba karakterini 50’sine merdiven dayamış Anthony Quinn canlandırıyor. Alan Bates ile sirtaki oynadıkları bölüm, sinemanın ikonik sahnelerinden biri hâlâ. “Zorba”nın bale olarak sahnelenmesi ise 1988’de İtalya-Verona’daki prömiyerle gerçekleşiyor. Türkiye’de ilk kez Ankara Devlet Opera ve Balesi tarafından 2010’da sahneleniyor. Kapalı gişe oynayan balenin, 15. Uluslararası İstanbul Opera ve Bale Festivali sayesinde seyirciyi nasıl büyülediğini gördük.
25 kişilik koro
Eserde, küçük bir Yunan kasabasına gelen Amerikalı John’un Marina’ya aşkına, köylülerin tüm tehditlerine rağmen, güçlü ve özgür bir adam olan Zorba’nın sahip çıkması anlatılıyor. 45’er dakikalık iki perdeden oluşan balenin ilk perdesinde sade ve sakin bir yorum hâkim. Klasik bale geride tutularak modern dans ve sirtakiye ağırlık verilmiş; bu harman ahenkli olmuş.
Balenin asıl kıyamet koparan kısmı ikinci perde ve finali. Mikis Theodorakis’in o meşhur müziğinden hemen öncesi ve John ile Zorba’nın sirtaki sahnesi, tüm ekiple birlikte inanılmaz bir dinamizme sahip. Bir konser izlermişçesine seyirci de bu coşkuya dahil oluyor. Lorca Massine’nin koreografisi deniz dalgalarını anımsatıyor ve sirtaki temposuyla paralellik taşıyor. Sunay Muratov ve yönetimindeki orkestra müzik ziyafeti sunuyor.
Sahnede yanlara yerleştirilen koltuklarda bir tarafta kadın, diğer tarafta erkek sanatçılar şarkıları seslendiriyor. Ama ne yazık ki şarkılar, üst yazı ile sunulmadı. Yaklaşık 25 kişiden oluşan bu koroda sadece bir sanatçı (adını maalesef öğrenemedik) notalara, sözlere hiç bakmadan ve şarkıları yaşadığını hissettiren yüz ifadesiyle söyledi. Kendisini tebrik etmeli.
John’a İlhan Durgut’un, Marina’ya Sultan Erol’un hayat verdiği eserde Samsun DOB’un sahnelediği “Carmen”de Don Jose’yi canlandıran David Khozashvili’yi görmek güzel bir sürpriz. Ekibin gözdesi, konuk sanatçı Joshua Legge deli dolu Zorba’yı dansıyla öyle şahane anlatıyor ki 10 kere daha bis yapılsaydı seyirci aynı heyecanla alkışlardı yine. Temsillerdeki alkışların ‘ebedi Zorba’ Anthony Quinn’in ruhuna da gitmesi dileğiyle…