Aile Baskısı Altında Büyümenin Zorluklarını Anlatırken Haklı Noktalara Parmak Basan 15 Kişi
Baskıcı bir ailede büyürken edindikleri özelliklerden yetişkinliklerinde yaşadıkları zorlukları anlatan kullanıcılar, bir nevi topluma ayna tuttu.
Kaynak: https://www.buzzfeed.com/consheabrown…
1. “O zamanlarda nefret etsem de şimdi daha iyi anlıyorum. Baskıcı ailesi olmayan arkadaşlarımın çok da iyi hayatları olmadı ve iyi kararlar veremediler…”
2. “Ev dışında ailemin elinin uzanamadığı hiçbir yere (okul vb. hariç) gitmem yasaktı…”
3. “Hep onların standartlarına ulaşma baskısı üzerimde çok vardı. En ufak şey için bile cezalandırılırdım…”
4. “Yetişkinliğimde kendimi savunmayı öğrenmem gerekti çünkü ne zaman bir şey söylesem ‘Cevap vermiş’ oluyordum.”
5. “Baskıcı anne baba ile büyüdüm ancak bunun sebebi ablama rahat davranmalarıydı…”
6. “Ailem nereye gittiğime, kimle gittiğime kadar didik didik ederdi. Ve bu beni sadece daha iyi bir yalancı yaptı.”
7. “Ailemin baskıcı olması bende iyi bir etki yarattı çünkü bana nasıl sorumlu, dakik, tutarlı bir insan olacağımı gösterdiler…”
8. “Baskıcı ebeveynler en çok da kararlarımı etkiledi. Yediklerimden, ihtiyaçlarıma kadar her konuda bana kendimi suçlu hissettirdi…”
9. “Beklentileri ve kuralları olan bir aile ortamında yetiştiğim için şanslı hissediyorum…”
10. “Sadece daha iyi yalan söylemeyi ve rol yapmayı öğrendim. Ayrıca koydukları kuralların beni daha iyi bir insan yaptığını söylemem gerek…”
11. “Baskıcı bir baba ve daha rahat bir anne ile büyüdüm. Giydiklerime bile karışırlardı ama gizlice yine de istediğimi giyerdim…”
12. “Babam sağ olsun asla ama asla bir yere geç kalmam. Eğer akşam 10’da evde olmam gerekiyorsa, 10’u bir geçe işim bitmiş demektir…”
13. “Sanırım ailem yüzünden endişeli ve başkaları olmasa hayatta kalamayacak biri olup çıktım…”
14. “Hiçbir zaman rahatlamama izin yoktu. Ya gönüllü olarak bir projeye dahil olmalıydım ya da ev işi yapmalıydım…”
15. “Ailem belirli konularda baskıcıydı. 16 yaşına kadar sevgili yapmamak, gece çok geç gelmemek ve zararlı alışkınlıklar edinmemek gibi…”