TOKİ Mağduru: “Cumhurbaşkanım, ‘İnsaf’ Kelimesini Onlara Söyleyin”
Eskişehir Köprübaşı’nda bir araya gelen TOKİ mağdurları Ulus Anıtı’na yürüyüş düzenledi. Burada mağdurlar adına konuşan Hasan Kurt, “Biz sizden para pul istemiyoruz. Biz sadece KDV’yi yüzde 1’e ve 240 ay vadeye sabitlenmesini, istiyoruz. Biz alt gelir grubuyuz fakat biz devlet memuru değiliz. Bizim ortalama maaşımız 11- 12 bin lira arasında fakat buna rağmen biz devlet memuru olmadığımız halde Sayın Cumhurbaşkanı veya TOKİ’ciler ‘burada senede iki defa zam’ yapacağız diyor. Sayın Cumhurbaşkanı, bundan 25 gün önce ne dedi televizyonlarda, ‘ey ev sahipleri insaf’ dedi. Sayın Cumhurbaşkanım bu insaf kelimesini Çevre ve Şehircilik Bakanına ve TOKİ başkanına söylemenizi rica ediyorum” dedi.
Eskişehir Köprübaşı’nda bir araya gelen TOKİ mağdurları Ulus Anıtı’na yürüyüş düzenledi. ‘Çözüm yoksa oy yok’, ‘mağdurlar burada sorumlular nerede’, ‘mağdurlar uyuma hakkına sahip çık’ sloganları atarak yürüyen TOKİ mağdurlarına CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, İYİ Parti Odunpazarı İlçe Başkanı Gürol Yer, DSP Odunpazarı Belediye Başkan Adayı Garip Yıldırım, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Bağımsız Belediye Başkan Adayı Kasım Karakaş da destek verdi.
“SİYASİLER BİZİ GÖRMEZDEN GELDİ”
Mağdurlardan Neslihan Aras, şunları söyledi:
“Biz isimlerimizin ardına eklenen TOKİ mağdurları sıfatı ile aylardır derdimizi anlatmaya, haklarımızı savunmaya çalıştık. Gayet insani bir hak olan barınma hakkımızı kaybetmemek için çözümler aradık çünkü biliyoruz ki şartlar değişmediği sürece, elimizden alınan haklar bize geri verilmediği sürece yüzlercemiz bu evleri alamayacak ve 5 yıldır hayalini kurduğu evlerinden vazgeçmek zorunda kalacak. Tam da bu sebepten Eskişehir’de elimizden geldiğince her kapıyı çaldık, herkesten çözüm için adımlar bekledik ama gördük ki bu şehrin mevcut yöneticileri, yönetimine aday olan bazı isim bizi yok saydı. Bizde bundan sonra Eskişehir’de mücadele yürütmenin ya da çözüm aramanın anlamı kalmadığını düşünüyoruz. Biz en başından beri sadece bize verilen sözlerin tutulmasını istiyoruz, hibe istemiyoruz diye anlattık. Biz böyle anlattıkça ‘beni seçin işinizi çözeyim’ sözlerine maruz kaldık, hakkımız olanı almak için oy vermek zorundaymışız gibi. ‘Sesinizi çıkarmayın elinizdekileri de kaybedersiniz’ tehditlerine maruz kaldık, sanki suç işliyor ya da hakkımız olmayan bir şeyi istiyormuşuz gibi. ‘Almazsanız almayın, evleri sırada alacak binlerce bekleyen var’ diye azarlandık, sanki ceplerinden bize ev hibe ediyorlarmış gibi. Dolayısıyla bizim artık burada söyleyecek sözlerimiz tükendi. Bu saatten sonra dernek olarak, tüm iller ve mağdurlarla birlikte çözümü Ankara’da aramaya, bu işin asıl muhatapları ile çözüm aramaya karar verdik. Bundan sonra sesimizi tüm mağdurlar olarak tek bir yerden daha güçlü olarak duyuracağız. Eskişehir’de bizi görmeyen, duymayan, düşmanmışız gibi tavır takınan, tehditlerle sindirmeye çalışan siyasilere son sözümüz şudur ki; artık bizim size verecek oyumuz yok. Çözüm yoksa oy yok dedik, gördük ki ne çözmeye ne gönlümüzü almaya ne de oyumuzu almaya niyetiniz yok.”
“CUMHURBAŞKANINA BİR MEKTUBU DAHİ ULAŞTIRAMADIK BİZ”
Mağdurlardan Hasan Kurt ise şunları kaydetti:
“Sayın Cumhurbaşkanımızın sözüne güvenerek devlet sözüdür, baba sözüdür dedik, her şeyine güvendik fakat güvendiğimiz dağlara karlar yağdı. Bize 15 Temmuz’da sokağa çıkın dediler, çıktık. Bize TOKİ’ye yazılın dediler. Bizden alt gelir grubuna ait belge istediler. Onu da belgeledik. Onun için biz hak ettik fakat bize verilen sözlerin hiçbiri tutulmuyor. Sayın Cumhurbaşkanı, buraya aday tanıtımına geldiğinde kendisine ulaşmak isteyen bayanların cebindeki ojelerine, rujlarına kadar el konuldu. Bunlar çok ayıp. Ey sayın cumhurbaşkanı; sana bir mektubu dahi sana ulaştıramadık biz. Sağır sultan dahi sesimizi duydu. Biz sizden hiçbir şey istemiyoruz. Biz sizden para pul istemiyoruz. Biz sadece KDV’yi yüzde 1’e ve 240 ay vadeye sabitlenmesini, istiyoruz. Biz alt gelir grubuyuz fakat biz devlet memuru değiliz. Bizim ortalama maaşımız 11- 12 bin lira arasında fakat buna rağmen biz devlet memuru olmadığımız halde Sayın Cumhurbaşkanı veya TOKİ’ciler burada senede iki defa zam yapacağız diyor. Sayın Cumhurbaşkanı, bundan 25 gün önce ne dedi televizyonlarda, ‘ey ev sahipleri insaf’ dedi. Sayın Cumhurbaşkanım bu insaf kelimesini Çevre ve Şehircilik Bakanına ve TOKİ başkanına söylemenizi rica ediyorum.”
“ÇÖZÜM İÇİN TALEPLERİMİZİ AK PARTİ VE MHP REDDETTİLER”
Yürüyüşe destek veren CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer şu ifadeleri kullandı:
“TOKİ Çevre şehircilik Bakanlığı’na aittir. TOKİ’nin size bu sözmüş veren olan bakanı şu an İstanbul’da adaydır. İstanbul’a 650 bin konut sözü vermektedir. O zaman önce verilen sözleri tutmalarını istememiz gerekmektedir. Şu anda bu konu bence birçok mağduriyet gibi çözülebilecek konudur. Biz çok açık bir şekilde AK Parti’de siyaset yapan kişilere şunu söyledik; kanunu siz getirin, biz destekleyelim. Getirmiyorsanız biz verelim, siz destekleyin. Sizler gittiniz, partilerle konuştunuz. Aynısını ilettiniz. Onun üzerine hangi parti yanınızda olsaydınız ben particilik anlamında söylemiyorum, biz araştırması önergesini sunduk. O önergeye CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Dem Parti destek verdi. AK Parti ve MHP hayır böyle bir sorun görmüyoruz dediler reddettiler. Bu konunun, sorunun nereden kaynaklandığını hepiniz iyi biliyorsunuz. Çözümü kolay. Zor değil. Meclis’te onlarca torba kanun geçti.
Bu torba kanunlara müteahhitlerin lehine çok madde kondu ama TOKİ mağdurlarının talebini bir daha hatırlatmakta fayda var. Size 5 yıl önce verilen söz şuydu; yüzde 0.49 sabit faizle, 240 ay vadeyle ve yüzde 1 KDV ile sizler evinizi alacaktınız. Peşinatlarınız belliydi ama şu anda 180 ay vade var, sabit faiz yok, memur maaş artışına endeksli, KDV de yüzde 10 bugün ama yarın öbür gün ne olacağı belli değil. Oyunun kuralını değiştiren bu iktidardır. O yüzden sözlerini tutmalarını bekliyoruz. Kanun teklifini bir torbaya koyalım. Bu hafta Meclis’in son haftası. Hak, hukuk, adalet deniyorsa adalet paketinin içinde olması gereken madde TOKİ mağdurlarının mağduriyetini giderecek maddedir. Bu konunun baş sorumlusu AK Parti’nin size bu sözleri veren yetkilileridir. Çözme imkanı Meclis’te vardır. Çok zor bir şey değil.”